Urla

UrlaUrla, İzmir’in batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın merkezindeki eski bir yerleşim merkezidir. Kuzeyinde Ege Denizi, güneyinde Düden Körfezi ve Seferihisar ilçesi, batısında Çeşme ilçesi, doğusunda ise Güzelbahçe ilçesi yer almaktadır.2015 Verilerine göre nüfusu 60.750 dir.

Urla çok eski bir yerleşim merkezi özelliğindedir. Tarihi M.Ö 2000 yıllarına kadar uzanır. Urla’nın o devirlerdeki adı Klazomenai’dir. M.Ö 2000 yıllarının sonlarında Ege göçleri sonucu, Dor’ların orta Avrupa içlerinden aşağıya, Yunanistan’a inmeleri ile Yunanistan’da oturan İon’lar Anadolu’ya geçerek İzmir Körfezi’nden Mandalya Körfezi’ne kadar uzanan bölgede yerleşmişlerdir. O devirlerdeki kargaşadan dolayı Anadolu’ya gelerek yeni kentler kurmuşlar. Klazomenai antik kentinin kalınrıları Urla’nın İskele mahallesinde bulunmaktadır. Şu anda kazılar halen devam etmektedir. Bir kısmı Karantina Adası üzerinde bulunmaktadır.

Bölge Kent devletlerinden sonra sırasıyla Pers-İskender, Roma ve Bizans imparatorluklarının hakimiyeti altına girmiştir. Bu dönemde sırasıyla Büyük Selçukluların, Anadolu Beyliklerinin, Anadolu Selçuklularının ve Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyeti devam etmiş, Birinci Dünya Savışında üç yıl işgal altında kalarak 12 Eylül 1922’de Türkiye Cumhuriyetinin idaresine kavuşmuştur. Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra Urla ticaret alanında hızla gelişmiştir. Urla’da 200 kadar dükkan bulunduğu anlaşılmaktadır. 1520-1540 yıllarında Urla’da 2.000 vergi mükellefi bulunmaktadır. Urla’da bulunan dükkanların ve sekiz köyün geliri 1523’te Kanuni SUltan Süleyman’ın annesi Hayfa Sultan’ın Manisa’da inşa ettiği külliyesine aktarıldığı bilinmektedir.

Urla’nın turizm yönünden en önemli özelliği İzmir’in en yakın denize girme imkanının Urla’da bulunmasıdır. İlçe, kumsalı, denizi ile projeler tamamlandığında en önemli turizm merkezi olmak durumundadır. Özellikle yaz aylarında Kalabak sahilinden, Balıklıova sahillerine kadar uzanan yaklaşık 40 km. lik sahil şeridinde büyüklü küçüklü özel tesisler ve kamu kuruluşlarına ait 6 kamp ve çeşitli alanlara kurulan çadırlarla birlikte denizden yararlananların sayısı oldukça yüksektir.