Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi: Zamanda Yolculuğun Kapıları İzmir’de Açılıyor
İzmir’in tarihî dokusuyla bezeli Konak semtinde, dar sokaklardan birinde sizi bekleyen büyülü bir dünya var. Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, sadece çocuklar için değil, çocukluğunu yeniden yaşamak isteyen yetişkinler için de unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Bu müze, oyuncakların dilinden dünya tarihini anlatan, geçmişin izlerinden oluşan duygusal bir maceraya açılan kapıdır.
Bir Hayalin Gerçeğe Dönüşmesi
Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’nin hikayesi 2004 yılında, dünyaca ünlü seramik sanatçısı Ümran Baradan’ın özel koleksiyonuyla başlar. Baradan, yıllar boyunca dünyanın çeşitli ülkelerinden özenle topladığı oyuncaklarla bir koleksiyon oluşturur ve bu hazineyi İzmirlilerle paylaşma hayalini kurar.
2009 yılında başlayan çalışmalar sonucunda, Ümran Baradan müze binasını Konak Belediyesi’ne bağışlar. Bina restore edildikten sonra, Türkiye’nin ilk oyuncak müzesinin kurucusu olan şair ve yazar Sunay Akın’ın danışmanlığında, 17 Ocak 2010 tarihinde kapılarını ziyaretçilere açar.
Bu müze, Türkiye’de oyuncak müzeciliğinin üçüncü önemli örneğidir. 1990 yılında Prof. Dr. Bekir Onur’un Ankara Üniversitesi’nde ve arkeolog Musa Baran’ın İzmir Bademler Köyü’nde açtığı müzelerden sonra, Sunay Akın’ın 2005’te İstanbul’da kurduğu oyuncak müzesini takip eder.
Müzenin Büyülü Atmosferi
Müzeye giriş yaptığınız anda, kendinizi farklı bir döneme ait hissedeceksiniz. Giriş katı, Flaman sanatçı Pieter Bruegel’in ünlü “Çocuk Oyunları” tablosuyla kaplanmış ve 16. yüzyıl mimarisine uygun masa ve tabureleriyle farklı bir tasarımla ziyaretçileri karşılamaktadır. Bu özgün tasarım, müze deneyimine adım atmadan önce sizi yüzyıllar öncesine götürmeye başlar.
İki kattan oluşan müze binasının tasarımını İstanbul Şehir Tiyatroları Baş Dekoratörü Ayhan Doğan yapmıştır. Binanın bahçesinde Şirinler, Tom ve Jerry, Mickey Mouse, Tweety, Bugs Bunny, Keloğlan, Pinokyo ve Nasrettin Hoca gibi sevilen çizgi film ve masal kahramanlarının heykelleri ziyaretçileri karşılar. Bu renkli karakterler, müzenin sıcak ve eğlenceli atmosferini daha girişte hissettiriyor.
Koleksiyonun Hazineleri
Müzede bin aşkın oyuncak sergilenmekte ve koleksiyonda 1800’lü yıllara ait nadide eserler bulunmaktadır. Her bir oyuncak, sadece bir eşya değil, aynı zamanda dönemin kültürünün, teknolojisinin ve hayal dünyasının bir yansımasıdır.
Giriş Katı: Geçmişin Sıcak Kucağı
Giriş katında 1800’lü yıllardan kalma oyuncakların yanı sıra, Ümran Baradan’ın dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği özel koleksiyonu sergilenmektedir. Antika pelüş oyuncaklar ve bebek evleri bu katta ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Bebek evleri, içerdikleri birbirinden farklı figürler nedeniyle çocukların düşlerini zenginleştiren, yaratıcılıklarını geliştiren ve onlara paylaşımcılığı öğreten özellikler taşırlar. Günümüzde en zor bulunan oyuncak çeşitlerinden olan bu minyatür evler, her detayıyla bir dönemin yaşam tarzını yansıtır.
İkinci Kat: İlklerin ve Sürprizlerin Dünyası
İkinci kata çıktığınızda, oyuncak tarihinin en özel örnekleriyle karşılaşacaksınız. “İlk gerçek saçlı bebek”, Mickey Mouse’un ilham kaynağı olan “Micky fare”, sinemanın atası “Laterna Magica” gibi tarihi öneme sahip oyuncaklar bu katta sergilenmektedir.
1920’li ve 1930’lu yıllarda Batı ülkelerindeki yoksul aileler geçimlerini sağlamak için kızlarının saçlarını oyuncak üreticilerine satıyorlardı. Müzedeki gerçek saçlı bebekler, bu acı gerçeğin tarihi tanıklarıdır ve ziyaretçilere oyuncakların sosyal tarih açısından önemini gösterir.
İkinci katta arabalar, kaleler, bebekler ve pek çeşitli oyuncaklar da yer almaktadır. Teneke arabalar, tahta trenler, plastikten önce ahşaptan yapılmış figürler… Her biri bir dönemin teknolojisini ve üretim anlayışını yansıtır.
İzmirlilerin Oyuncakları: Kolektif Hafıza
Müzenin en duygusal köşelerinden biri, İzmir halkının katkılarıyla oluşturulmuş bölümdür. Müze açılacağı duyurulduğunda İzmirlilerden oyuncak istenmiş ve çok sayıda bağış yapılmıştır. Bu bağışlanan oyuncaklar arasından oyuncak tarihi için önemli olanlar özel bir bölümde sergileniyor.
Bu köşe, müzeye toplumsal bir boyut kazandırıyor. Her oyuncak, bir İzmirli ailenin hikayesini, bir çocuğun mutluluğunu, belki de hüzünlü bir vedayı temsil ediyor. Kendi çocukluğunuza ait bir oyuncağı burada görmek, zamanda yolculuk yapmak gibi duygusal bir deneyim sunuyor.
Karagöz ve Hacivat: Geleneksel Sanatın Canlı Tutulması
Müzede geleneksel Türk gölge oyunu olan Karagöz ve Hacivat gösterileri yapılmakta ve atölye çalışmalarıyla bu figürlerin yapımı ve sahnelenmesi çocuklara aktarılmaktadır. Bu etkinlikler, sadece geçmişi korumak değil, gelecek nesillere aktarmak açısından da büyük önem taşıyor.
Cumartesi günleri düzenlenen Karagöz gösterileri, çocukların ekran başında geçirdikleri zamanın aksine, geleneksel sanatla tanışmalarını sağlıyor. Atölyelerde kendi Karagöz ve Hacivat figürlerini yapan çocuklar, hem el becerilerini geliştiriyor hem de kültürel mirasımızla bağ kuruyor.
Oyuncaklar ve Dünya Tarihi
Oyuncaklar, sadece eğlence araçları değildir. Oyuncak tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir ve oyuncaklar bir milletin kültürel tarihinin en önemli tanıklarıdır. Tarihin seyri önce oyuncaklara yansır. Örneğin, insanlık aya gitmeden önce, roket oyuncakları çocukların hayallerini süslemeye başlamıştı.
Müzede sergilenen Almanya yapımı oyuncaklar, bu gerçeğin çarpıcı örneklerini sunuyor. 1900-1910 yıllarında talaş ve tutkaldan yapılmış askerler ile 1920-1930 yıllarında kurşundan üretilen Nazi askerleri, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’na ne kadar organize hazırlandığının göstergeleri olarak kabul ediliyor.
Dünya Oyuncak Müzeleri Arasında
Dünya genelinde yaklaşık 380 oyuncak müzesinin bulunduğu düşünülmektedir. Almanya Nürnberg, İngiltere Londra, Fransa Poissy, İtalya Milano, Japonya ve ABD Washington’da önemli oyuncak müzeleri bulunmaktadır. Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, bu saygın müzeler arasında Türkiye’yi temsil eden önemli bir kurumdur.
Eğitim ve Etkinlikler
Müze, sadece sergileme alanı olmanın ötesine geçiyor. Yıl boyunca çocuklarla çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Karagöz-Hacivat tasvir atölyeleri, müze eğitim etkinlikleri, kukla tiyatrosu gösterileri ve masal saatleri düzenli olarak programlanıyor.
Okul grupları için özel eğitim programları hazırlanmış durumda. Bu programlarda çocuklar, oyuncakların tarihi hakkında bilgi edinirken, aynı zamanda müze kültürünü ve eserlerin korunmasının önemini de öğreniyor.
Ziyaret Bilgileri
Müze, Konak semtinde Halil Rıfat Paşa Caddesi No:31 adresinde yer almaktadır. Pazartesi ve Pazar günleri kapalı olan müze, diğer günler ziyarete açıktır. Müzeye giriş ücretsizdir, bu da her kesimden insanın bu kültürel mirası deneyimlemesini kolaylaştırıyor.
Müzeye ulaşım oldukça kolaydır. Konak Meydanı’na birkaç dakika yürüme mesafesindedir. İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’na da çok yakın olan müze, şehir merkezindeki diğer turistik ve kültürel mekanlarla birlikte gezilebildiği için ideal bir konum sunuyor.
Müze Deneyimi: Ziyaretçi Görüşleri
Müze, açıldığı andan günümüze 150 bin aşkın ziyaretçiyle buluşmuştur. Ziyaretçiler, müzenin özenle düzenlenmiş koleksiyonunu, naif atmosferini ve duygusal yolculuğunu övüyor.
Bazı ziyaretçiler müzenin çocuklar için biraz statik olabileceğini, oyuncakların cam vitrinde olması nedeniyle dokunulamıyor olmasının küçük çocukların ilgisini azaltabileceğini belirtiyor. Ancak genel kanı, müzenin özellikle 7 yaş üstü çocuklar ve yetişkinler için harika bir deneyim sunduğu yönünde.
Birçok ziyaretçi, kendi çocukluğuna ait oyuncakları görmekten duyduğu nostaljiden bahsediyor. “Tekrar çocuk olmak istedim” diyen yetişkinler, müzenin duygusal etkisini en iyi özetliyor.
Neden Oyuncak Müzesi Önemli?
Sunay Akın’ın ifade ettiği gibi, “Toplumumuzun gündeminde yıllardır AB konusu var. Ancak AB ülkeleri önce zengin olup müzelerini açmadı. Yaklaşık 400 yıl önce müzelerini açtılar, sonra her adımı bilgi dolu olan o müzelerin koridorlarından geçerek bugünkü güçlü Avrupa’yı oluşturdular.”
Müzeler, bir toplumun kültürel hafızasını korur ve gelecek nesillere aktarır. Oyuncak müzeleri ise bu misyonu en duygusal ve erişilebilir şekilde yerine getirir. Çünkü oyuncaklar, herkese hitap eder. Her yaştan insan, oyuncaklarla bir anı, bir his, bir dönem bağlantısı kurar.
Konak Belediyesi’nin Butik Müze Projesi
Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, Konak Belediyesi tarafından işletilen bir “butik müze”dir. Bu konsept, büyük müzelerin aksine daha küçük, özel ve odaklanmış koleksiyonlar sunmayı amaçlar.
Butik müze anlayışı, ziyaretçilere daha samimi ve detaylı bir deneyim sunuyor. Küçük mekanda kaybolmadan, her oyuncağa yeterli zamanı ayırarak, derinlemesine bir gezi yapabiliyorsunuz. Bu yaklaşım, özellikle çocukların dikkatini dağıtmadan öğrenmelerini kolaylaştırıyor.
Çocukluktan Geleceğe
Müzenin en önemli mesajlarından biri, geçmişi koruyarak geleceği inşa etmektir. Ümran Baradan’ın bağışıyla gerçekleşen bu müze, topluma korumacılık bilincini aşılamanın bir yoludur. Çocuklar, eski oyuncaklara gösterilen değeri görünce, tarihi eserlere, doğaya ve kültürel mirasa da değer vermeyi öğreniyor.
Oyuncaklar aynı zamanda hayal gücünün ve yaratıcılığın araçlarıdır. Bir çocuk eski bir oyuncak arabasına bakarken, belki de yarının mühendisi olmayı hayal ediyor. Bir bebek evindeki detayları inceleyen çocuk, belki de gelecekte mimar olacak. Müzeler, bu hayallerin tohumlarının atıldığı yerlerdir.
Pratik Tavsiyeler
Müzeyi ziyaret etmeyi planlıyorsanız, birkaç pratik tavsiye:
- Zaman Ayırın: Müze küçük görünse de, her oyuncağın hikayesini okuyup incelemek isterseniz yaklaşık 1-2 saat ayırın.
- Cumartesi Programı: Cumartesi günleri Karagöz gösterilerini kaçırmayın. Bu gösteri, özellikle 5-12 yaş arası çocuklar için harika bir deneyim.
- Kafeterya Molası: Müzenin kafeteryasında Bruegel’in tablosunun önünde oturup kahve içmek, gezinin keyifli bir tamamlayıcısı.
- Kemeraltı Gezisi: Müze ziyaretinizi Kemeraltı Çarşısı’nı gezmeyle birleştirebilirsiniz. İki mekan da çok yakın.
- Fotoğraf Çekim: Bahçedeki çizgi film karakterleriyle fotoğraf çektirmeyi unutmayın, özellikle çocuklar bayılıyor.
Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, İzmir’de mutlaka görülmesi gereken kültürel mekanlardan biridir. Sadece çocuklar için değil, içindeki çocuğu kaybetmemiş tüm yetişkinler için de keyifli ve nostaljik bir deneyim sunuyor.
Bu müze, oyuncakların sessiz dilinden dünya tarihini anlatıyor. Her oyuncak, bir dönemin teknolojisini, kültürünü, hayallerini ve gerçeklerini yansıtıyor. 1800’lerin ahşap atından 1960’ların uzay roketine, bebek evlerinden teneke arabalarına, her eser bir hikaye anlatıyor.
Ümran Baradan’ın cömert bağışı ve Sunay Akın’ın vizyonu sayesinde hayata geçen bu müze, İzmir’in kültürel zenginliğine önemli bir değer katıyor. Ücretsiz olması da her kesimden insanın bu değerli koleksiyona erişmesini mümkün kılıyor.
Eğer İzmir’e gelirseniz, mutlaka Konak’taki bu büyülü mekana uğrayın. Çocukluğunuza bir yolculuk yapın, eskiyi yad edin, geleceğe ilham alın. Çünkü oyuncaklar, sadece geçmişin kalıntıları değil, geleceğin hayallerinin de tohumlarıdır.
Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’nin kapısından girdiğinizde, zamanda bir yolculuğa çıkacaksınız. Bu yolculuk, sizi çocukluğunuza götürecek, gülümsetecek, belki de gözlerinizi nemlendirecek. Ve çıktığınızda, oyuncakların sadece eşya olmadığını, aslında hayallerin, anıların ve kültürün taşıyıcıları olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
İzmir’in kalbinde, Konak’ta sizi bekleyen bu büyülü dünyaya hoş geldiniz!